İşte Ellerim :)

İşte Ellerim :)
Parmak boyası ve dayanılmaz keyfi

Geçmiş Zaman Olur ki...

15 Aralık 2008 Pazartesi

BAYRAM


Bir bayram daha geçti gitti... Aslında benim dini bayramlarla hele de kurban bayramıyla aram hiç yok. Deseler ki, "madem öyle, çalış abicim sen"; çalışırım gibime geliyor. Ama gittik 9 gün danalar gibi yattık, semirdik, dinlendik.
Hep "nerde o eski bayramlar" derler ya, ben de düşününce eskiden beni cezbeden birçok şeyin yok olduğunu farkettim.
Ailenin büyükleri birer birer göçtükçe, en büyük erkek "babam" kaldı. Yani; eskiden dedemlere, nenemlere giderken şimdi ailenin kalan büyükleri babamlara gelmeye başladılar bayram ziyaretine. Aile ilişkileri sıkı olan, bağlarını hissedenler geldiler ama gelmeyenler de oldu. Ben kendi adıma üzüldüm ikinci kuşağın bu kadar çabuk dağılmasına. Belki eskiden de böyleydi ama muhtemelen ziyarete giden biz olduğumuz için, kaçakları görmüyor, farkında olmuyorduk.
Teknoloji köylere kadar girdiği, buzdolabı, çamaşır-bulaşık makinesi lüks olmaktan çıkıp ihtiyaç olarak sayılmaya başlandığından beri evlerde tel dolapları, (köylerde) "ocak" denilen şömineleri, çanaklıkları, el yıkamak için pirinç çeşmeli teneke kapları görmez olduk. Artık derin dondurucusu olmayan buzdolabı yok gibi. Bu da birşeylerin daha yok olmasını getiriyor; kurbanda kesilen etin saklanabilmesi için gereken telaş yok artık. Dağıtılan dağıtılıyor, yenecek kısım ayrılıyor, kalanı donduruculara istifleniyor. Kavurma yapan var mı evlerimizde? Ya kapama? İşkembeyi temizleyen, barsakları temizleyip sucuk için hazırlık yapan? Kalmadı değil mi? Sanırım bir süre sonra bu kültürün getirdiği yiyecek kültürünü de unutmuş olacağız ama teknoloji, ama sağlıklı beslenme gibi nedenlerle...
İzmir'de oturduğum apartmanın bahçesinde bıçağı çaldıktan sonra ellerinden kaçırdıkları dananın, boğazından kanlar akarak böğüre böğüre can vermesinden sonra kurban olayı benim için bitti. Hoş, öncesinde de yoktu ama kimi durumlarda ses çıkarmadığım oluyordu. Artık benim için kurban-adak kesilmiyor, kesmelerine de karşı çıkıyorum. İsteyen kendisi için kessin; ona karışmam.
Bu mudur? Budur...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu yazı için yorumlarınızı ekleyebilirsiniz..