İşte Ellerim :)

İşte Ellerim :)
Parmak boyası ve dayanılmaz keyfi

Geçmiş Zaman Olur ki...

6 Kasım 2009 Cuma

Savaş ve Barış

Karlofça’dan beri neredeyse her savaştan sonra imzaladığı “barış anlaşmasıyla” toprak kaybettiği için bilinçaltına “barışı çok tehlikeli bir şey” olarak kaydeden bir toplum şimdi sadece bilincini değil “bilinçaltını” da değiştirmek için hareketleniyor.

“Barış” bu toplum için yüzyıllarca hep “kaybetmek” anlamına geldi.

Ordumuzun yenildiğini kabul etmemek için biz toprakları “savaşta” kaybettiğimizi hiç kendimize söylemedik, bize hep “savaşı kazandık ama barışı kaybettik” diye öğretildi.

Hâlâ çocuklarımıza okullarda Birinci Dünya Savaşı’nda “yenik kabul edildiğimiz” öğretiliyor.

Şaka değil bu, okul kitaplarında böyle yazıyor.

Sen çocuklarına kaybettiğin savaşı “aslında kaybetmediğini” öğretirsen, kaybedilen her şeyin de “barış” yüzünden kaybedildiğini söylemek zorunda kalırsın.

Ve, barışa düşman kuşaklar yetiştirirsin.

Savaşı kutsayan, barışı lanetleyen insanlar ülkesi olursun.

Biz “barışları” değil savaşları kaybettik.

Birinci Dünya Savaşı’nda “yenik kabul edilmedik”, düpedüz yenildik.

Bazen ülkeler ve ordular yenilir.

Almanya da yenildi bizimle birlikte.

Üstelik Almanya, İkinci Dünya Savaşı’nda bir daha yenildi.

Eğer Almanya çocuklarına “aslında iki dünya savaşında da yenilmediğini ama yenik kabul edildiğini” öğretseydi, bugün kendisini o savaşlarda yenmiş ülkelerle birlikte Avrupa Birliği’nin en büyük ortaklarından biri olabilir miydi?

Kendisini yenmiş olan herkesten kuşkulanır ve yapayalnız kalırdı.

Biz, çok uzun sürmüş bir “travmayı” atlatıyoruz, hastalıktan kurtuluyoruz.

Barışı kucaklayacak bir cesarete kavuşuyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu yazı için yorumlarınızı ekleyebilirsiniz..