İşte Ellerim :)

İşte Ellerim :)
Parmak boyası ve dayanılmaz keyfi

Geçmiş Zaman Olur ki...

25 Aralık 2010 Cumartesi

TUHAF BİR BABANIN ÖLÜMÜ..

Erdoğan Mazmanoğlu isimli hekim arkadaşımız geçen hafta babasını kaybetti. Arkadaşlarının yazdığı başsağlığı mesajlarına aşağıda okuyacağınız yazı ile teşekkür etti...



TUHAF BİR BABANIN ÖLÜMÜ
 
 
Benim babam tuhaf bir babaydı. Bu kararımı onu toprağa verdiğim gün geçmişe döndüğümde aklıma gelenler ile verdim. 

Benim doğduğum gece babam asker olmasına rağmen çok içmiş ve sarhoşmuş. Gece yarısı sıkıyönetim olduğundan kendiside asker olan amcam eve acilen ebe getirtmiş ve ben dünyayaya gelmişim. Sabah uyanan babam beni görünce çok şaşırmış. Yıllar önce çok ufaktım, şiddetli kulak ağrım vardı. Babam gece sabaha kadar kulağıma Arapça dua okuyarak ağrımı geçirtmişti. Başka bir zaman yine şiddetli diş ağrımdan ağladığımda ağrıyan dişime arak (Antakya rakısı) döküp, beni sarhoş ederek ağrıma çare olmuştu. 

Her şeyi tamir ederdi. Zaten mesleği radyo, elektrikli aletler tamircisiydi. 12 mart'ta radyo televizyoncular derneğine üye olduğu için gözaltına alınmıştı. Diğer gözaltına alınanlar bir haftada çıkmış benim babam bir ay içerde kalmıştı. Kendisinin ne iş yaptığını öğrendiklerinde babamı gözaltına alanlar, sıkıyönetim komutanlıklarında (Beşiktaş,Harbiye,Maslak,Davutpaşa,Gayrettepe…) ne kadar tamir edilecek radyoları, telsizleri, elektrikli aletleri, bozuk zilleri, lambaları  varsa tamir ettirip sonra bırakmışlardı. Ayrıca fen dersi için bana yaptığı telsiz aleti başına dert açmış, kendisinin bu aletle Moskova adına casusluk yaptığı iddia edilmişti. İTÜ den gelen bilirkişiler sayesinde yakayı kurtarmıştı.  Yine 12 mart döneminde sokağa çıkma yasağı olan sıkıcı gecelerde evimizde kurduğu sinema makinesi ile sokağa yansıttığı görüntü ve sesle mahalledeki komşularımıza film oynatırdı. Bir gecede bu nedenle karakolda ifade vermişti.
 
12 eylül de evimiz Disk genel merkezinin yanındaydı (merter). Babam apartman yöneticisiydi ve kaçak elektrik kulanmaktan dolayı elektrikler kesilmişti. Bu sorunu çözmek amacıyla gece mum ışığında yapılan hararetli toplantı, gizli toplantı yapılıyor diye komşularımız tarafından ihbar edilmişti. Özel timler evimizi sarıp dışarıdan habersiz gizli toplantı yapılıyor diye bağırarak içeri girdiklerinde, karanlıkta babam gelenleri apartman sakini sanarak;
-- ne gizli toplantısı ulan bir haftadır kapı kapı dolaşıp imza topladık.dediğinde yine gözaltına alınmıştı.
 
Babam aslında polisten, askerden, savcıdan yani resmi otoriteden çok korkardı. 12 eylülde bu sefer ben gözaltına alınmıştım. Annemle babam beni bulmak için sıkıyönetim komutanlıklarını gezmişlerdi. Her gittikleri yerde benim için sağcı mıydı, solcu muydu sorularına annem;
-- benim oğlum fakir fukaradan yana,tabiî ki solcuydu dediğinde, babam benim için;
-- benim oğlum solcu da o kadar da allahsız anarşist değil diyerek durumu idare etmişti.
 
Yine 12 Eylül de evimiz basılır diye yakmaya kıyamadığım sol yayınları babamın dükkanındaki depoya saklamıştım. O kış babam dükkanı için odun almamış, benim kitaplarla kışı geçirmişti.
 
Bilmiyorum belkide sizin babanız da tuhaftı. Ancak şimdi babamı düşünürken bu tuhaflıklara sığınıyorum. Acaba bende çocuklarıma tuhaf bir baba olabilirmiyim.? Ne dersiniz dostlar becerebilirmiyim, vakit varmı?

 
 Tüm dostlarıma teşekkür ederim,

erdoğan mazmanoğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu yazı için yorumlarınızı ekleyebilirsiniz..