İşte Ellerim :)

İşte Ellerim :)
Parmak boyası ve dayanılmaz keyfi

Geçmiş Zaman Olur ki...

21 Mart 2011 Pazartesi

Nükleer Patlama Üzerine....

"Asya kaderciliği sadece bizim sorunumuz değil. İnsana değer vermeyen anlayış, 25 yıl önce Ukrayna'yı vurmuştu. "
Çernobil
Albay Yaroşuk 1986’da Kızılordu’da görev yapan, güçlü, kuvvetli bir kimyagerdi. Bugün, yemeği sadece karısının elinden yiyebilen, parası olmadığı için böbrek taşlarını dökemeyen yatalak bir ‘Rusya Kahramanı’. 1986’da Çernobil felaketinde onu kaza yerine gönderdiler. Elinde bir aletle radyasyon oranı yüksek alanları işaretlemesi gerekiyordu. Adı bir sokağa ya da askeri üsse verilecek. Öldükten sonra...

Nükleer, etkiler...
Bölgede onun gibi 340 bin asker vardı. En büyük riski reaktörün çatısını temizleyenler aldı. Kurşun kaplama ceketleri vardı ama sızıntı aşağıdan geliyordu ve eski deri botları radyasyonu geçiriyordu. Çatıdaki her asker günde bir buçuk-iki dakika çalıştı. Bir sertifika ve 100 rublelik ödülle sonu karanlık bir geleceğe yollandılar. Oradaki 3600 asker bugün elbiselerinin rengi gibi ‘yeşil robotlar’ diye hatırlanıyor.

Fukushima'da patlama anı...
Reaktörün altında yoğun su birikmişti. Su, uranyum ve grafit ile karışırsa 3 ila 5 megatonluk bir patlama olabilirdi. Bu sadece Sovyetler Birliği değil, tüm Avrupa kıtası için facia demekti. Tek çözüm, birilerinin acilen reaktörün altına dalıp güvenlik vanalarını açmasıydı. Gönüllülere araba, apartman dairesi, yazlık ev ve ailelerine ölene kadar maddi yardım sözü verildi. Gencecik çocuklar kendilerini feda ettiler, vanayı açtılar. Aldıkları 7 bin ruble dışında bir şey de istemediler.

Uydu görüntüsü...
Ve helikopter pilotları...

Albay Vodolazki, izin verilen maksimum radyasyona maruz kalana kadar canla başla çalıştı. Sonra eve gidebilirdi, bırakmadı. 33 kişiyi daha eğitti. 120 uçuşta, 230 ton kum boşalttı. Reaktörün 300 metre üzerinde, helikopterde sıcaklık 60 dereceyi buluyordu. Kumu isabet ettirmek için başını dışarı çıkarıp çıplak gözle hedef belirliyordu. Başka çaresi yoktu. Uzun yaşamadı. Onu Belarus’ta toprağa verdiler.

Bu patlamanın Akkuyu ya da Sinop'ta olamayacağını kim söyleyebilir?
Hükümet komisyonları, kurtarma çalışmalarını yönetirken, “Bugün bu iş için üç kişiyi, şu iş için iki kişiyi feda edeceğiz” diye karar alıyordu. Her gün...
Enkazı temizlemek için çalışan 600.000 kişinin yüzde 10’unun öldüğü düşünülüyor.

Ukrayna Sağlık Bakanlığı, 5 yıl önce 428 bini çocuk 2.4 milyon Ukraynalının felakete bağlı sağlık sorunları yaşadığını duyurdu.

Bugün aynı kader Fukushima 50’si denilen Japon kahramanları vuruyor.

Başbakan Naoto Kan’ın “Bu krizi sadece siz çözebilirsiniz. Geri çekilmek düşünülemez” sözleriyle ölüme atıldılar.

Çernobil hayalet şehir. Bölge halkları bu acıyı asla unutmadı. Japonlar da unutmayacak.

Nükleer kazalar bir kez oldu mu, durdurmanın yolu yoktur. Hafife alınacak, üzerinde espri yapılacak konu değil, insanlığın ortak trajedisidir.

Geleceği görebiliyorum bebeğim, parlıyor...
(* Keith Gessen, Svetlana Alexievich’in ‘On Chernobyl’ adlı makalesinden yararlanılmıştır.)

(ÇINAR OSKAY)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu yazı için yorumlarınızı ekleyebilirsiniz..