İşte Ellerim :)

İşte Ellerim :)
Parmak boyası ve dayanılmaz keyfi

Geçmiş Zaman Olur ki...

5 Nisan 2011 Salı

Çernobilden KİM - NE KADAR etkilendi?...

Çernobil faciası ve etkilerinden Kuzey Avrupa ülkelerinde radyasyonun farkedilmesiyle haberdar olmuştuk.
Radyasyon konusundaki bilgilerimiz İkinci Dünya Savaşında Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan bombaların etkilerinin olduğu bilgisi ile sınırlıyken, hayatımıza yeni bir bomba olarak düşmüştü. Aylarca, hatta yıllarca "radyasyon bulutları", "serpinti", "iyot" "çay içelim-içmeyelim" "karadeniz çayı güvenli-Lipton radyasyonlu" lafları ile çalkalanıp durmuştuk. Bu gidişe o zamanın Sanayi Bakanı "Cahit Aral" son darbeyi indirmişti! Nokta koymuştu demeye dilim varmıyor çünkü, yapılan son derece bilim dışı ve ahlaksızcaydı; bakanın yaptığı da tartışma konularımıza eklendi. Hatırlayanlar vardır; bakan karadeniz yöresinin çay bitkisinden demlenmiş tavşan kanı bir bardak çayı kameralar önünde yudumlamış ve "Türk çayının radyasyonsuz ve güvenli" olduğunu söylemişti. O güne kadar çay içmeye korkan yurdum insanı da rahatça içmeye başlamıştı bu geleneksel içeceği. Ama durumdan kıllanan, "acaba içilen çay patlamadan önce mi hasat edilmişti?" "acaba içilen çay radyasyondan etkilenmeyen uzak ülkelerden ithal edilen çaylardan mıydı?" vb. soruları soranlar o yılı çay içmeden geçirmişti. 1986'dan sonra hasat edilen bir kısım çayın "toprağa" gömüldüğü söylense de, "ne kadarı gömüldü, niye toprağa gömüldü, gerçekten gömüldü mü?" gibi soruların yanıtları hiçbir zaman alınamadı.

Çok sonraları ben o bakanı kanser olmuş olarak rüyalarımda gördüm. Galiba da öyle öldü. Hakkımı helal filan etmiyorum o adama... Karadeniz bölgesinde yaşanan kanser vakalarının bu patlamadan sonra artmış olması rastlantı olamaz. Kazım Koyuncu ve adını bilmediğimiz, ateşi hala yürekleri yakan onlarca insan....

Aşağıdaki görselde Çernobil patlamasından sonra radyasyonun an be an yayılışını izleyebilirsiniz. Başlangıçta  kuzey-batıya giden bulutların nasıl Anadolu üzerine yayıldığını... Hatırlıyorum da, "Türkiye için tehlike yok" diye günlerce ekranlardan yalan söylemişlerdi... İzledikçe içi sıkılıyor insanın... Hele bir de ülkemize iki nükleer santral yapmak için hiçbir engel tanımayacaklarını hissettiren politikacıların var olduğunu düşünüce...

Tam ekran izleyiniz. Gözünüz bir yandan alttaki zaman sayacında olsun.. :(

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu yazı için yorumlarınızı ekleyebilirsiniz..