İşte Ellerim :)

İşte Ellerim :)
Parmak boyası ve dayanılmaz keyfi

Geçmiş Zaman Olur ki...

13 Ocak 2011 Perşembe

ÜÇLÜ PROTOKOL ve HEKİMLER ÜZERİNDEKİ BASKI

30.10.2003 tarihinde, zamanın içişleri, sağlık ve adalet bakanları tarafından "ceza ve tutukevlerinin dış koruma, yönetim ve sağlık hizmetlerine işlerlik kazandırmak amacı" ile bir protokol oluşturularak imzalanmıştır.  O zamandan beri hekimlere uluslararası ve ulusal yasal kanunlara, etik normlara aykırı davranarak "üçlü protokol"e uymaları yönünde baskı yapılmaktadır. Kimi işgüzar hukuk adamları da bu protokolü esas alarak doğru ve iyi hekimlik yapmak isteyen hekimlere karşı soruşturmalar açmaktadırlar. 

Daha önce Dr. Naki Bulut'a karşı işletilen bu mekanizma şimdi de Dr. Sadık Çayan'a karşı işletilmiştir. TTB bu konudaki net duruşunu sergilemeye devam etmektedir. 

Aşağıda TTB Merkez konseyinin üçlü protokol ve durum hakkındaki bildirisi var.  Yazı, şu anki yasal zemini de özetliyor olması açısından önemli.


BİR KEZ DAHA…
SAĞLIK BAKANI’NI “ÜÇLÜ PROTOKOL”DEN İMZASINI ÇEKMEYE DAVET EDİYORUZ!

Mardin’in Midyat ilçesi Devlet Hastanesi’nde görevli İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Sadık ÇAYAN hakkında  Anayasanın 90. maddesine, İnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesine, İstanbul Protokolüne, Hasta Hakları Yönetmeliği’ne, insan haklarının temel değerlerine uygun davranarak, mesleğini etik kuralları ve hasta mahremiyetini gözeterek yapmak istediği, bu sebeple hasta hükümlüyü kolluk kuvvetlerinin gözetiminde ve kelepçeli olarak muayene etmediği gerekçesiyle Midyat Cumhuriyet Savcılığı ve Midyat Devlet Hastanesi Başhekimliği tarafından  soruşturma açılmıştır.
Dr. Sadık ÇAYAN  tüm hastalar için olması gerektiği gibi tutuklu ve hükümlü hastaların  muayenesinin de  hekimlik sanatını uygulamaya elverişli koşullarda yapılmasını savunmuş, polis ya da diğer kolluk  kuvvetlerinin muayene odasında bulunmasını kabul etmeyerek uygun  koşulların sağlanması için ilgililerden istekte bulunmuş ancak bu isteği reddedilmiştir.

Dönemin İçişleri Bakanı
Etik tutum nedir?
"Hekimlik mesleğinin nasıl yürütüleceği, ulusal sağlık mevzuatında, TTB Hekimlik Meslek Etiği Kuralları’nda, Tıbbi Deontoloji Tüzüğü’nde, Hasta Hakları Yönetmeliği’nde, Uluslararası Sözleşmelerde, İstanbul Protokolü’nde ve Dünya Tabipler Birliği Bildirgeleri’nde tanımlanmıştır. Hekimler hastaların, ırk, dil, din ve mezhep, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, ekonomik ve sosyal durumları ile sair farklılıkları dikkate almadan mesleklerini yürütmek zorundadır. Tutuklu ve hükümlülerin muayenesi de öteki hastalarınki gibi, kişilik haklarına saygılı, hekimlik sanatını uygulamaya elverişli koşullarda yapılmalı ve onların gizlilik hakları korunmalıdır. Polis ya da diğer kolluk görevlileri hiçbir zaman muayene odasında bulunmamalıdır. Hekimin, bu koşulların sağlanması için ilgililerden istekte bulunma hakkı ve sorumluluğu vardır”

Yakın geçmişte benzeri  bir durum kolluk kuvvetleri içerideyken hastasını muayene etmek istemeyen Dr. Naki BULUT’un da başına gelmiş, nakil aracının yaktığı benzin hesap edilerek devleti zarara uğrattığı” gerekçesiyle 19.20 TL para cezası ile cezalandırılmış ve hakkında soruşturma açılmıştır.
Dr. Naki BULUT’a ve en son Dr. Sadık ÇAYAN’a soruşturma açılmasına neden olan, adli muayene süreçlerinde sıkça yaşanan bu durum, hemen hergün bu olaylarla karşı karşıya kalan tüm hekimleri çok yakından ilgilendirmektedir.

Dönemin ve halihazırda Sağlık Bakanı
Çelişkiyi görün!
Herkes için İstanbul Protokolü
Adalet ve Sağlık bakanlıkları ile Adli Tıp Kurumu’nun "İşkencenin Etkin Belgelenmesi / Adli Tıp Uzmanı olmayan Hakim, Savcı ve Hekimlerin İstanbul Prokolü Eğitimi" kapsamında yürüttüğü projenin eğiticilerinden olan Dr.Naki BULUT, eğitim kapsamında aktardığı bilgiler dahilinde davrandığı için soruşturmaya uğramıştır. Ayrıca İstanbul Protokolü eğiticilerinin Adalet Bakanlığı’nın çağrısıyla “Mavi Marmara” olayında muayenelerin organize edilmesinde görev aldığını hatırlatıyoruz.  İstanbul protokolünün uygulanmasına erişimin yurttaşlık temelinde eşit olması gerekir. Adalet Bakanlığı’nı bu çelişkiyi görmeye, tüm kurumlarında herkes için İstanbul Protokolü’nü uygulamaya davet ediyoruz.


Adalet Bakanlığı ve HSYK'yı göreve davet ediyoruz!
Ceza infaz kurumlarında bulunan tutuklu ve hükümlülerin “yaşam, vücut bütünlüklerini koruma, sağlık ve mülkiyet hakları devletin güvencesi altındadır” ilkesinin uluslararası ceza infaz hukukunun en temel prensiplerinden biri olduğu unutulmamalıdır. Cezaevi Savcısı Selim UZUN'nun hekimlik mesleğini anayasanın eşit nitelikli sağlık hizmeti çerçevesinde hekimlik etiği ve onuruyla yürüten Dr. Sadık ÇAYAN hakkında soruşturma açması nedeniyle Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nu ve Adalet Bakanlığı'nı göreve çağırıyoruz.


Türkiye'de iyi hekimlik değerleri tehdit altındadır!
Adalet, İçişleri ve Sağlık Bakanlıkları arasında imzalanan, hasta ve tutuklu hakları gibi tıbbi ettiği de yok sayarak keyfi bir şekilde düzenlenen Üçlü Protokol bugüne kadar yaşam hakkının kaldırılmasından sağlık hakkının engellenmesine kadar bir dizi olumsuzluğa yol açan uygulamaların gerekçesi olmuştur. Sağlık Bakanı Sayın Akdağ'ı da bir an önce hekimlik mesleğinin temel değerlerine aykırı bu "üçlü protokol"den imzasını çekmeye davet ediyoruz.
İyi hekimlik uygulamasını engelleyen her türlü otoriter, hukuk tanımaz ve etik dışı  tutumları kınıyor, temel insan hak ve özgürlüklerini, hasta haklarını ve hekimlik mesleği ilkelerini savunan Uzm. Dr. Sadık ÇAYAN’ın  ve onurlu meslektaşlarımızın yanında olduğumuzu bir kez daha duyuruyoruz.

Yapılan yanlışlığın düzeltilmesi konusunda Adalet Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı üzerlerine düşen görev ve sorumluluğu yerine getirmelidir.

Meslek sırrını yok eden,  tutuklu ve hükümlülerinin  sağlığa ulaşma  haklarını ihlal eden, savunma hakkını ortadan kaldıran ve hekimlik onurunu zedeleyen üçlü protokol kaldırılmalıdır.

Dönemin Adalet Bakanı
Bugün itibari ile TTB Merkez Konseyi olarak Üçlü Protokol’ün kaldırılması ile ilgili  somut adımlar atılana, Sağlık Bakanlığı bu protokolden imzasını çekene kadar  tüm yazışmalarımızı  meslek onurumuzu  zedeleyen  bu utancı hatırlatan  kelepçe logosuyla yapacağız.

TTB olarak meslektaşlarımızın benzer durumlarda etik kurallara, uluslararası sözleşmelere uygun davranarak geliştirdikleri tutumları nedeniyle üçlü protokol gerekçe gösterilerek maruz kaldıkları soruşturmaların takipçisi olacağımızı, bu protokol kaldırılıncaya kadar başta hukuki olmak üzere her platformda mücadele edeceğimizi bir kez daha hatırlatırız.

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ
MERKEZ KONSEYİ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu yazı için yorumlarınızı ekleyebilirsiniz..