TRT radyolarından TRT 3 oldum olası düzgün çekmemiştir Milas'ta. Kimi yerlerde iyi olsa da, benim yaşadığım, oturup radyoda "iyi müzik" dinleyebileceğim yerlerde hep sıkıntılıydı; hala da öyle. Binbir cambazlık yaparak radyoyu ya da antenini olmadık pozisyonlara getirip iyi, parazitsiz bir ses almaya çalışırdım. Neyse ki, uydu antenlere kavuştuk da, hiç olmazsa evlerde kaliteli ses alabilme şansını yakaladık.
Arabalarda ise durum daha vahim. Büyük şehirlerde, güçlü vericilerin bulunduğu bölgelerdeyseniz, dere tepe aşsanız da yayın kalitesi bozulmuyor. Buralarda ise, uygun bir bölge dışında değil Radyo 3, diğer yayınlar bile düzgün dinlenemiyor. Aştığınız her tepeden, döndüğünüz her virajdan sonra dinlediğiniz istasyonu değiştirmeniz gerekiyor neredeyse! Haa, adalardan yayın yapan Yunan radyolarından birine takılmışsanız biraz daha şanslısınız; her yerden dinleyebiliyorsunuz onları.... Sahil kesiminde yerli radyoların sustuğu her yerde onlardan en az bir iki tanesinin sesi kesilmez...
Eski adıyla "TRT 3", güncel adıyla "Radyo 3" özel radyoların olmadığı, tek sese mahkum olduğumuz günlerin belki de tek "çok sesli" aparatıydı. Bize sunulduğu kadarıyla çok sesliydi belki ama, çok sesliydi. İnternet'in olmadığı zamanlardı. Yurt içinde çıkan kasetlerin bile vitrinlerde göremediğimiz; hatta müzik market denilen şeylerin olmadığı yerlerde, yayımlanan son albümleri, konserlerin kayıtlarını, söyleşileri, seçilmiş popüler grupların müziklerini, pek aşina olmasak da Klasik Müziği hep TRT 3 sayesinde duyar, tanırdık. "Stüdyo FM"i bilmeyen, dinlemeyen yok gibiydi.
Çok seslilik her siyasi rejimin korkulu rüyasıdır. En özgürlükçü rejimlerde bile sesiniz bir yere kadar çıkar; bir yere kadar çok ses üretebilirsiniz. Aslında "çok sesliliğiniz" izin verildiği ölçüdedir ama o sınırları zorlamadığınız sürece asla bilmezsiniz. Ya da kaybettiğinizde anlarsınız o kadarlık sesin bile bir anlamı olduğunu, bir boşluğu doldurduğunu.
Bir süredir söylenip duran ama diğer alternatiflerinin hiç de kötü olmaması nedeniyle TRT 3'ün daha az dinlenir olması nedeniyle pek de iplenmeyen bir karar uygulamaya konmak üzere... Büyük şehirler ve sahil kesimi dışındaki yayınları durdurulmak üzere TRT 3'ün. Aslında epeydir zaten bu frekansta diğer TRT radyo kanallarındaki formatta müzik yayını yapılıyor, TRT 3 "sahil kesiminin" yeni frekansından güçlükle dinleniyor ve değişim konusunda herhangi bir bilgilendirme de yok.
Ülkede bu kadar çok farklı ses susturulur, medya kurumları her gün el değiştirip iktidardan yana duruş alırken bir radyonun daha sesinin kısılmasının pek de anlamı olmayabilirdi. Ama söz konusu olan bir devlet kurumu olunca bize de söz hakkı düşmeli. Bu kurumu ayakta tutmak için olmadık manipülasyonlarla kaynak yaratırken "Anadolu'da yeterince dinlenmiyor" gerekçesi ile frekansının kapatılmasını anlamak çok zor.
Müzik denince bir sürü insanın aynı ezgiyi tekrarlamasını, çocuk deyince bırakıldığı yerde sessizce oturan bibloları, öğrenci deyince hep bir ağızdan ezberlerini tekrar edenleri, vatandaş deyince seçimden seçime oy verip politikacıları el üstünde tutanları anlayan zihniyetin sessizce attığı adımlardan biri de, devlet radyolarını borazanlık yapan aygıtlara dönüştürmektir.
Olan olmuş, atı alan Üsküdar'ı çoktaan geçmiştir demiyor, hiç olmazsa çorbada tuzum olsun diyorsanız, bu sessiz operasyona karşı yerinizden kalkmadan! itirazınızı yapabilirsiniz... Malum, etkinliklere sanal alemden katılarak vicdanımızı "ben de birşeyler yaptım" diyerek rahatlatmak son zamanların en popüler Sivil Toplum hareketlerinden birisi.. :)))
İşte, size bu iş için oluşturulmuş bir site.. Hatta daha da kolayı, doğrudan adınızı kaydedip sanal imza atabileceğiniz adresi vereyim; hemen katılmak için aşağıdaki bannere tıklayın...
TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, bakanların önünde diz çökerken! |
İşte, size bu iş için oluşturulmuş bir site.. Hatta daha da kolayı, doğrudan adınızı kaydedip sanal imza atabileceğiniz adresi vereyim; hemen katılmak için aşağıdaki bannere tıklayın...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu yazı için yorumlarınızı ekleyebilirsiniz..