Güç, yüzyıllar boyunca egemenlerin hükümranlık alanlarını genişletmelerinin aracı olmuş. Teknolojinin gelişmediği erken dönemlerde insan gücü ve "yüreklilik" ile sürekli genişleyen topraklar gün gelmiş elde tutulamaz olmuşlar. Aydınlanmayla birlikte insanların "devleti" ve "aidiyetlerini" sorgulamaları, teknoloji sayesinde yeni keşifler, iletişimin hızlanması egemenlik coğrafyasında tahmin edilemeyecek değişimler yaratmış. Kimsenin dikkate almadığı birer avuç insan kimlik ve ulus peşinde koşar olmuşlar. Tabii, buna emperyalist emellerin (buna dış mihrak da diyebilir miyiz? :) ) çomak sokmasını da eklemek gerek.
Sonuç?
Koca kıta'da savaşlar...
Kaos...
Parçalanan, yeniden kurulan, birleşen, dağılan devletler ve ittifaklar.
Bu oyun hiç bitmediği gibi, biteceğe de benzemiyor. Son 40 yıldır emperyalizmin vahşi saldırısı karşısında sürekli gerileyen anti-emperyalist cephenin inişinin nerede duracağını çok merak ediyorum.
Tarih kitaplarında belli dönemlere bölünerek okutulan kanlı tarih, bütüncül bakılamadığı taktirde hiçbir anlam ifade etmeyen kuru bir öğreti olarak kalıyor. Aşağıdaki linkte 1000 yılından bugüne Avrupa'daki güç dengesinin değişimi ve parçalanmaları özetleyen 3:16 dk.lık bir video var. Yıllar boyu insanı illallah ettiren "resmi tarih" derslerinden çok daha fazlasını anlatan bu videoyu izlemek gerek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu yazı için yorumlarınızı ekleyebilirsiniz..