Son günlerdeki iş yoğunluğundan e-postalara bakamamıştım. Bana yapılan saldırı ile ilgili yazıyı bitirdikten sonra aşağıdaki yazıyı okudum. Artık şiddetin 3. sayfa haberi olmadığının farkına varmamız, hepimizi her an vurabilecek tehlikeli bir toplumsal histeriye dönüştüğünü kabullenmemiz gerekiyor. Ne yazık ki sorumluluk alıp müdahale etmesi gereken karar vericiler, kendi kişisel gerçeklerinden başka birşeyi kabul etmiyorlar.
Bizler, şiddete uğrayan profesyoneller... İçimize kapanıp kendi depresyonumuzun içinde kaybolmayalım.
Paylaşalım,
Anlatalım,
Destek olalım.
Ses verelim,
Ses çıkaralım,
Sesimizi duyuralım.
Aşağıda Ankara Tabip Odası YK Başkanı Dr. Bayazıt İlhan'ın kaleme aldığı yazıyı ve ATO ve Türkiye Psikiyatri Derneğinin ortak basın açıklamasını okuyabilirsiniz...
Degerli Meslektaslarimiz,
Hekime yonelik siddet cok tehlikeli yerlere geldi. Saglik Bakani ise konuya olan duyarsizligindan hic odun vermiyor. Gectigimiz hafta Medimagazin dergisine verdigi roportajda saglik calisanlarina yonelik siddete iliskin olarak "bazi vatandaslarimizin kaba davranislari oluyor, bunlar sokakta, trafikte kabalik yapanlarla ayni insanlardir" diyor, ve ekliyor "biz hukuki yonden arastirdik, idari yonden yapacagimiz birsey yok, kabaliga ugrayanlarin yargi onunde kendilerinin haklarini aramasi gerekiyor". Bu anlayisla hekime ve saglik calisanina yonelik siddet durabilir mi? Saglik Bakani roportajinda kurulan sikayet hatlarinin siddeti azaltmaya yaradigini, gozlemlerine gore saglik calisanina yonelik siddetin azaldigini soyluyor, sizce dogru mu?
Bu aciklamanin yapildigi gunlerde bir saldirgan Ankara Numune Hastanesi 1. Psikiyatri Klinigi doktor odasina gelerek birisi kadin iki meslektasimiza silah dogrulttu, onlari yaklasik 20 dakika rehin aldi. Sonrasinda polisler karakola goturup serbest biraktilar. Doktorlara da "sikayetci olmayın, saldirgan tehlikeli, mahkeme sureclerinde illa ki karsi karsiya gelirsiniz!" dediler... Ne dersiniz, bu surecin sonu nereye varacak?
Biz hekimlerin haklarini korumaya devam edecegiz. Bir kez daha sesleniyoruz: Bu iktidarin, yonetenlerin zulmu varsa, duyarsizligi varsa hekimlerin de tabip odalari var, Turk Tabipleri Birligi var!
Sevgi, saygi ve dostlukla...
Bayazit Ilhan
Ankara Tabip Odasi Yonetim Kurulu Baskani
Hekime Yönelik Şiddet Çok Tehlikeli Yerlere Geldi
29 Ocak 2011
Geçtiğimiz Çarşamba günü saat 13.30’da Ankara Numune Hastanesi’nde hepimizin tüylerini ürperten bir olay yaşandı. Silahlı bir şahıs iki doktoru rehin aldı. Bu olay Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın bir gazeteye hekimlere ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti değerlendirdiği günün ertesinde, Başkent’te yaşandı.
Kamuoyuna açıklıyoruz: “Sağlıkta Dönüşüm” diye ülkemizde uygulanan Dünya Bankası reçetesinin sonucunda hekime yönelik şiddet her geçen gün giderek artmaktadır. Aslında uygulanan politikalar sonucunda ülkemizde sıkışmış, daralmış, kaygısı artmış insan sayısı giderek artmış ve şiddet genel olarak tırmanmıştır. Sağlıkta pervasızca süren piyasalaştırma süreci hekimleri halkın gözünde hedef haline getirmiştir.
Düşünün bir Sağlık Bakanı sekiz yıldır halka hekimleri kötülüyor. Halktan oy toplamak için kendi yarattıkları ucube sağlık sistemini ve zararlarını saklamak için, kendi meydandan kaçıp hastayla hekimi karşı karşıya getiriyor.
Kamuoyuna açıklıyoruz: “Sağlıkta Dönüşüm” diye ülkemizde uygulanan Dünya Bankası reçetesinin sonucunda hekime yönelik şiddet her geçen gün giderek artmaktadır. Aslında uygulanan politikalar sonucunda ülkemizde sıkışmış, daralmış, kaygısı artmış insan sayısı giderek artmış ve şiddet genel olarak tırmanmıştır. Sağlıkta pervasızca süren piyasalaştırma süreci hekimleri halkın gözünde hedef haline getirmiştir.
Düşünün bir Sağlık Bakanı sekiz yıldır halka hekimleri kötülüyor. Halktan oy toplamak için kendi yarattıkları ucube sağlık sistemini ve zararlarını saklamak için, kendi meydandan kaçıp hastayla hekimi karşı karşıya getiriyor.
Türkiye’nin dört bir yanında her gün onlarca hekime sözlü, fiziksel şiddet uygulanıyor. Biz hekimler bu davranışları hak etmiyoruz. Bizi, mesleğimizi bu hale getiren, kendisi de doktor olan Sağlık Bakanı’ndan şikâyetçiyiz. Herkes bilsin mevcut sağlık politikalarından Hükümet yandaşı olan az bir gruptan başka hiçbir hekim memnun değildir.
Bakanlık bu sekiz yıl içinde vatandaşa hekimi hedef göstermek için yalnızca demeç vermedi. Türkiye’de bu ülkenin hekimlerine sürekli suçlu muamelesi yapmak için şikâyet hatları, şikâyet birimleri kuruldu. Her şikâyette hekimlere soruşturma açıldı. Hekimler sürekli savunma yazan bir meslek grubuna dönüştü.
Niye hekime yönelik şiddet var? Çünkü:
-Vatandaş sağlık hizmet sunumunun her aşamasında katkı payı ödemeye zorunlu bırakılmaktadır.
-Hastanelerde her türlü tıbbi malzeme eksiktir.
-Hekimler Bakanlık oy toplasın diye günde 100, 120 poliklinik yapmak zorunda bırakılmaktadır
-Vatandaşlar doktor doktor gezip adam akıllı bir sağlık hizmetini alamamaktadır.
-Bir cerrah günde dünyada hiçbir hekimin yapmadığı kadar ameliyat yapmaktadır.
-Bakan, sürekli olarak hekimlerin paragöz olduğu, paraya doymadığı biçiminde gerçek dışı ifadelerde bulunmakta, halkın gözünü boyamaktadır.
-Bu ucube sağlık sistemi içinde vatandaş gözünü, sağlığını kaybetmektedir.
Bütün bunlar olurken Sayın Bakan ortadan yok olup, kenardan sürekli hekimleri halka şikayet etmeye devam ediyor. Sağlık Bakanı önceki gün bir gazeteye verdiği demeçte doktora saldıranların ‘kabalık’ yaptığını, böyle kabalıkların olabileceğini söylemiştir. Bu tür açıklamalar, saldırganları hoş görmekte ve yüreklendirmektedir.
Başbakan ıslıklandığında, Bakana yumurta atıldığında olay bir kabalık olarak değerlendirilmiyor. Bu insanların başına neler geldiğini hepimiz görüyoruz. Ama bu ülkede hekime sözle ya da fiziksel olarak saldırırsanız, hatta ona silah doğrultursanız bunun adı ‘kaba bir davranış’ oluyor.
Ankara Numune Hastanesi’nde bir kadın ve bir erkek doktoru doktor odasında silah doğrultarak tehdit eden şahıs bugün Ankara sokaklarında elini kolunu sallayarak dolaşıyor. Eğer bu Ankara Valisi’ne yapılsaydı sonucu böyle mi olurdu? Bu Bakana yapılsaydı sonucu böyle mi olurdu? İşte bu hükümetin gözünde hekimler bu kadar değersizdir. Silahla hekimleri rehin alan şahıs hakkında hiçbir hukuki süreç yürütülmüyor. Hekimlere emniyet tarafından şikâyetçi olmamaları, aksi takdirde can güvenlikleri tehlikede olacağı önerisi yapılıyor. Hastane başhekimliği üzerine düşen yasal sorumluluğu yerine getirmiyor, suç duyurusunu yapmıyor, daha önceki pek çok örnekte gördüğümüz gibi olayın duyulmamasına gayret ediyor!
Hastanedeki onca güvenlik görevlisi olaya seyirci kalıyor. Çünkü hastanedeki güvenliğin görevi doktoru ya da hastayı korumak değil, bu sağlık politikalarının bekçiliğini yapmaktır. Hastanelerin her yerine yerleştirilmiş kameralar hekimleri izlemek, onları gerektiğinde sıkıştırmak içindir.
Bundan sonra yüksek sesle söyleyeceğiz. Biz hekimler bu gözü dönmüş, piyasacı, tek derdi sermayeye sağlık alanından para kazandırmak olan politikalardan rahatsızız. Bu politikalar bizim mesleki pratiğimizi bozmuş, can güvenliğimiz tehlikeye sokmuş, halkı “kör” etmiş, sağlık hizmetinin niteliğini düşürmüştür.
Hekimlere yönelik silahlı şiddet vesilesiyle bir kez daha hekimlerin yanında olduğumuzu ve bu saldırıların takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyuruyor, yetkilileri samimi olmaya ve üzerlerine düşeni bir an önce yerine getirmeye çağırıyoruz.
ANKARA TABİP ODASI
TÜRKİYE PSİKİYATRİ DERNEĞİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu yazı için yorumlarınızı ekleyebilirsiniz..